|
|
LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
28 Şubat 2024, 18:34 | #1 |
Üyelik Tarihi: 27 Aralık 2023
Üye No: 162
Mesajlar: 929
Nerden: İzmir
Cinsiyet: Erkek
Web:
IRC:
FM:
Aldığı Beğeni: 1016
Beğendikleri: 925
|
Kızıl Mualla
Sanki dalından koparılıp
Hiç ellenmeden mutfaktaki tabakta unutulup Çürümeye yüz tutmadan önceki kırmızı Kıpkırmızı elma gibiydi dudakları Dipdiriydi hep - En azından o vakitler dipdiriydi - Hep kırmızı giyerdi Siyah ya da mor desenliydi hep elbisesi Kızıldı saçları organik kızıl Kıpır kıpır iri memeleriyle yürüyen meyve ağacıydı sanki Mor yapraklı kızılımsı meyve ağacı gibi bir şey (Ağaç dediysem öyle asırlık çınar ya da bodur ağaç değil canım sizde yani... Rüzgar nereye, gövdesi oraya cinsinden ince, narin, kıpır kıpır ağaç... Belki de güldü, diken diken... Belki de dikenler yüzünden yaklaşamazdı hiç kimse...) Kimler kimler istemişti de hiç birisine vermemişti Yüzde bir bile yüz Dedim ya kız oğlan kızdı düşleri Ve sadıktı düşlerine de adam gibi sevmeye de (Bakkal mı desem, müezzin mi, simitçi, seyyar köfteci, gazozcu mu? Hatta işportacı, kahveci, kokoreççi mi? Leblebici mi, yahut meyhaneciden daha müdavim olan akşamcı mı, antikacılar pasajının çaycısı mı? Kim istememişti ki onu? Piyangocu, hurdacı ve klarnetçiyi saymadım bile. Saymadım mı dedim? Hay dalgın kafam hay! Sonuçta hiç birisine vermemişti işte yüzde bir bile yüz...) Bir keresinde ben de istedim Pazardan geliyordu elinde fileler Sağ elinde tuttuğu filede meyveler sulu sulu Sol elinde ıspanak pırasa domat falan vardı sıradan basit Kendini rüzgara bırakmış ağaç gibi salına salına Ama yanından geçtiğini kendi rüzgarına kata kata geliyordu pazardan Sessiz sessiz ve dahi Kendimden emin çıktım önüne adam gibi dimdik Üstüm başımdan tutun da Saçlarım olsun ayakkabılarım olsun Cillop gibiydim maşallah Hazırdım Antrenmanlıydım anlayacağınız geceden yani Mualla dedim tebessüm etti Karıştırdın sanırsam Müesser ben dedi sırıttı Müesser dedim hıhı diye kafa salladı Ayy bayılcam ayol şimdi nasıl tanımazsın ben Müjgan dedi kikirdedi Müjgan dedim güldü Selam tatlım ben Mualla dedi Buyur anam dedi kahkaha attı masallardaki cadı gibi Mumu Muualla dedim Bebe benn Bibi bir kere ooollsuun Se se seni sss siii diye kekelerken heyecandan Gerisini diyemeden küt diye yapıştırdı lafı Hastır ordan bücür daha adımı bile bilmiyon dedi kükredi Bana dedi hadi dedi ordan dedi bücür dedi bana dedi Başka şeyler de dedi sanki de O esnada ben sadece soluğumu duyuyordum Bir de kafamın içinde çakan şimşekleri Karşımda Ağzı burnu şekilden şekile giren ama sesi duyulmayan Dikenlerini mermi gibi batıran kuru gül ağacı bir Mualla - Oysa ben; bir kere olsun seni sinemaya götürmeyi çok isterim! Diyecektim sadece. Ama çok hastı, hastır deyişi ki içimi kocaman bir hayranlık basmıştı... Hem kız oğlan kız hayalli, hem de sapına kadar delikanlı hatunmuş demek ki! Dedim ayakkabılarıma. Yere bakmasam yüzüne derdim belki ama bir tek yeni cila çektiğim ayakkabılarımdan bana bakan yüzüme bakabiliyordum Mualla'nın adını hatırlayamamanın utancından - Ayakkabılarımdan bakan yüzüme baka baka Aşağılık birine bakar gibi baka baka Küçümseyerek güldü yok yok gülmedi gürledi resmen Ne güldüm ne gürledim ben Asırlık Meyve vermediği için taşlanan ağaç gibi Kaskatı somurttum sadece Nasıl somurtmayayım a dostlar Bana yapılır mıydı yahu bu Tamam bir mimar Ne bileyim bir doktor ya da mühendis değildim ama Ne bakkal ne müezzin ne kahveci Ne gazozcu ne kokoreççi de değildim hani Seyyar satıcı piyangocu hatta klarnetçi hiç değildim Çiçekçiydim ben heheyy çiçekçi Onlardan daha gençtim diriydim hem Yakışıklı değilsem bile çirkin de Uzun burunlu da şimdiki kadar açık alınlı da değildim Ama kısaydım ondan hafif kısa ama Yumurta ökçe iskarpin giysem yetişecek kadar kısa Her şeyi geçtim ne olursa olsun bana yapılır mıydı bu yahu Şunun şurasında (hani şu var ya şu onun tam şurasında) Bi'sinemaya gitsek Omuz omuza Yeşilçam filmi izlesek ne olurdu ki yani Hadi oradan kız kurusu sende dedim Yürüdüm gittim Bacaklarım ve adımlarım sürekliydi Ve cüretkâr bir sürükleyiciliği vardı adımlarımın sürekli Dosdoğru meyhaneye vardım Bir baktım meyhane ana baba günü Bakkal müezzin simitçi Seyyar köfteci gazozcu kahveci İşportacı kokoreççi leblebici ve akşamcı Antikacılar pasajının çaycısıyla Piyangocu hurdacı ve klarnetçi vardı Kafa kafaya vermiş şarapla kafa çekiyorlardı Kimsede çıt yok Belli ki az önce buradan da geçmişti Mualla Hepsinde diz boyu içine göçmüş çığ var belli Bir şişe de ben açtım köşedeki masada kırmızı şarap Ne işim olur ki benim simitçi kahveci gazozcuyla Hele ki bakkal müezzin ve işportacıyla Çiçekçiydim oğlum ben çiçekçi Hayatta aynı masada oturmam hiç biriyle Hem de efkâr denen mendebur içime kale burcu dikerken imkansız Bütün hıncım Yol boyu yanımda taşıdığım küfürler dahil Yok yoktu masada Niyeyse bir zaman sonra Aldı eline klarnetçi klarneti Üfledi son nefesini verircesine tüm nefesini klarnete Dinledikçe galeyana gelip klarnetin nefesinden Masaları birleştirip Hep bir ağızdan küfrettik koro halinde Bütün yüzümüze bakmaya engel olan Kız oğlan kız hayallere Mualla mı O Kız oğlan kız düşlerini ve kızıllığını kurutmaya devam ediyor Mutfakta unutulmuş meyve tabağında hâlâ Belki bir manav çıkıp Çalar yeşertir kalbini bir ara ... |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Forum | Bilgilendirme |
Powered by vBulletin® Version 3.8.6 Copyright ©2000 - 2023, Jelsoft Enterprises Ltd. ForumBizim.Com Forum Sahibi: ForumBizim |
|