|
Kayıt ol | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et | Arama | Bugünki Mesajlar | Forumları Okundu Kabul Et |
|
![]() ![]() |
|
LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
![]() |
#1 |
𝐖𝐞𝐛𝐦𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐒𝐨𝐫𝐮𝐦𝐥𝐮𝐬𝐮 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Yoksa Bir Gun Sonsuza Kadar Susar ~— Yine yumurtalı pilav mı anne? Bu sefaletten bıktım artık! — diye bağırdı, öfkeyle dolu yüreğiyle. Annesi irkildi. Kaşık titreyen ellerinden düştü. Başını öne eğdi, sanki utancını gizlemek ister gibi. — Elimizde kalan sadece bu, oğlum… — diye fısıldadı, neredeyse duyulmayacak bir sesle. Çocuk öfkeyle tabağı masaya fırlattı. Pilav yere saçıldı, gürültüsü anlamsızdı. Birkaç pirinç tanesi annesinin yüzüne yapıştı. — O zaman al, kendin ye bu pisliği! — diye bağırdı ve arkasını dönüp gitti. Annesi bir şey demedi. Yavaşça dizlerinin üzerine çöktü. Sessizce. Ve yere saçılan her bir pirinç tanesini tek tek toplamaya başladı. Sanki geriye kalan son şeyleri — hem yemeği, hem onurunu — kurtarmaya çalışır gibi. Sonra odasına çekildi. Her gece olduğu gibi yatağın yanına diz çöktü. Ve dua etti. Oğlu için. Ama oğul, artık sevgi hissetmiyordu. Annesine sadece değersiz, yük bir varlık gibi bakıyordu. Birkaç gün sonra kalktı ve şöyle dedi: — Gidiyorum. Bu sefil hayattan bıktım. Şansımı şehirde deneyeceğim. Daha iyisini istiyorum. Annesi onu kalması için yalvarmadı. Gözyaşı dökmedi. Ama yüreği paramparça halde elini tuttu ve sıkıca söyledi: — Ne olur, telefonlarıma cevap ver… Yalvarıyorum, oğlum. İçtenlikle yalvarıyordu. O ise gözlerini devirdi, sıkılmış bir halde. Bunun üzerine annesi kısık bir sesle ekledi: — Yorgunum… Günlerimin sayılı olduğunu hissediyorum. Bir gün seni artık aramazsam… bil ki ben gitmişimdir. Oğlan elini çekti. Ve gitti. Bir veda bile etmeden. Büyük şehir, hayal ettiği gibi değildi. Nerede iş bulduysa çalıştı: hamallık, gece kulübünde güvenlik, inşaatta işçilik… Yemek zor bulunuyordu. Para daha da zor. Ama her gün telefonu çalıyordu. Arayan annesiydi. — Merhaba oğlum… İyi misin? — Meşgulüm anne. Kapatıyorum. Ve kapatırdı. Sinirli, aceleyle. Ta ki… bir gün telefon çalmayana kadar. Ve o sessizlik… bağırdı. Tüm gün telefona baktı. Akşam olunca, aklından bir düşünce geçti: “Öldü.” Ağlamadı. Geri aramadı. Cenazeye gitmek için çabalamadı. Zaten gücü yoktu. Olsa bile gitmezdi. Günler geçti. Artık biliyordu: Annesi hayatta değildi. Aylar sonra, sefalet içinde tükenmişken bir teklifi kabul etti: — Kolay para. Sadece aracı süreceksin — dedi tanıdığı biri. Ne olduğunu biliyordu. Araç uyuşturucuyla doluydu. Ama kabul etti. Başarmak istiyordu. Hızlıca. O gece, direksiyon başına oturdu, koltuğu ayarladı, ellerini direksiyona koydu… Telefon titredi. Bilinmeyen bir numara. Açtı. — Oğlum… Ne olur gitme. Bu yolculuğa çıkma. Geri dön. Vazgeç bu düşünceden. Hemen. Ses… onun sesiydi. Kalbi bir an duracak gibi oldu. — Anne?! Yaşıyor musun?! — Ne olur dinle beni. Eve dön. Ve… kendine dikkat et. Sonra kapattı. Yüzüne çarpan bir tokat gibi. Geri aramaya çalıştı. Ama telesekreterin sesi buz gibiydi: Böyle bir numara yok. Ter içinde arabadan indi. Göğsü sıkışıyordu. Elinde kalan birkaç kıyafet, bir spor ayakkabısını sattı. Sokakta takas yaparak ancak eve dönecek kadar para topladı. Vardığında, sokak her zamankinden sessizdi. Komşular acıyarak bakıyordu. — Annen bir ay önce vefat etti… Kaldırıma yığıldı. Paramparça olmuştu. — Olamaz… Daha dün aradı beni! Konuştuk! — Hayır evladım. Çoktan gitti o. Eve girdi. Annesinin kokusu hâlâ salondaydı. Odasında… sessizlik can yakıyordu. Yatağın yanında diz izleri duruyordu. Orada diz çöküp her gün dua ederdi… oğlu için. Bir köşede bir dua listesi. En üstte onun ismi. Her gün işaretlenmişti. Gidişinden, ölümünün bir gün öncesine kadar. O da diz çöktü. Eller titriyordu. Gözyaşları durmaksızın akıyordu. Mutfağa koştu, yüzünü yıkadı… ve o zaman gördü. Masada katlanmış bir kağıt. Mektup değil. Bir dua. Annesinin el yazısıyla: “Tanrım, ölümün yaklaştığını hissediyorum. Ve gidersem, artık oğlum için dua edemeyeceğim. Bu yüzden… onu sana emanet ediyorum. Eğer bir gün tehlikeye girerse, ne olur, onu uyar. Bu numarayı ara.” Ve altında… oğlunun telefon numarası. O anda, cep telefonu tekrar titredi. Bir haber bildirimi: “Kurşun yağmuruna tutulan araç. Sürücü öldü. Yük kayıp.” Fotoğraf… o gece kullanacağı araçtı. Yere yığıldı. Diz çöktü. Ve anladı. O telefon… gökyüzünden gelmişti. Allah, nankör bir evladı kurtarmak için bir annenin son duasına cevap vermişti. Ders: Bazı sevgiler vardır, her gün arar… Ve biz onları görmezden geliriz. Ama o sevgi sustuğunda, dünya daha soğuk, daha sert, daha yalnız olur. Hâlâ o sesi, o çalan telefonu, o uzanan eli duyuyorsan… Cevap ver. Yoksa bir gün… sonsuza kadar susar. Alinti ~ Bizde Mutsuz OlaLim ~ |
|
![]() |
![]() |
|||||
Konu Başlığı | Konu Bölümü | Son Yorum Yapan | Yorum Sayısı | Görüntülenme Sayısı | Konu Tarihi |
![]() |
Türkçe Şarkı Sözleri | CeReN | 0 | 39 | 19 Mayıs 2025 15:53 |
![]() |
Türkçe Şarkı Sözleri | CeReN | 0 | 7 | 19 Mayıs 2025 15:50 |
![]() |
Türkçe Şarkı Sözleri | CeReN | 0 | 4 | 19 Mayıs 2025 15:46 |
![]() |
Biyografiler | CeReN | 0 | 3 | 19 Mayıs 2025 15:43 |
![]() |
Dünya Edebiyatları | CeReN | 0 | 3 | 19 Mayıs 2025 15:40 |
![]() |
#2 |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#3 |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Emegıne Saglık
|
|
![]() |
![]() |
#4 |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
|
![]() |
![]() |
#5 |
𝐖𝐞𝐛𝐦𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐒𝐨𝐫𝐮𝐦𝐥𝐮𝐬𝐮 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Bizde Mutsuz OlaLim ~ |
|
![]() |
![]() |
#6 |
𝐖𝐞𝐛𝐦𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐒𝐨𝐫𝐮𝐦𝐥𝐮𝐬𝐮 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Bizde Mutsuz OlaLim ~ |
|
![]() |
![]() |
#7 |
𝐖𝐞𝐛𝐦𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐒𝐨𝐫𝐮𝐦𝐥𝐮𝐬𝐮 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() Bizde Mutsuz OlaLim ~ |
|
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
Tasarım : |
FB Bilgilendirme |
Powered by vBulletin ® Version 3.8.6 Copyright © 2000 - 2024 Jelsoft Enterprises Ltd. Forumda Düzenli Olarak Virüs Taraması Yapılmaktadır Son Güncelleyen : 24.04.2025 |
|