ForumBizim.Com  

forumbizim 
ForumBizim.Com > Genel Kültür > Biyografiler
Kullanıcı Etiket Listesi

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 19 Mayıs 2025, 15:43   #1
𝐖𝐞𝐛𝐦𝐚𝐬𝐭𝐞𝐫 𝐒𝐨𝐫𝐮𝐦𝐥𝐮𝐬𝐮
Forum Bizim
Forum Bizim
 
CeReN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Üyelik Tarihi: 16 Ekim 2023
Mesajlar: 8,481
Nerden: Balıkesir
Cinsiyet: Kadın
Web: ~
Aldığı Beğeni: 5684
Beğendikleri: 1369


CeReN Çevrimdışı @CeReN
Standart Ramses Kimdir?

Ramses Kimdir?


Ramses, Antik Misir’in en guclu ve en taninmis firavunlarindan biridir. Genellikle Ramses II, yani Ramses Buyuk olarak anilir. M.O. 1279-1213 yillari arasinda 66 yil boyunca hukum surmustur. XIX. Hanedan’in ucuncu firavunu olan Ramses, tahta ciktiginda Misir’i daha da guclendirme ve genisletme hedefi guden bir liderdi. Babasi I. Seti’nin olumunden sonra genc yasta kral oldu. Misir’da firavun olmak genellikle hanedan ici bir miras duzeniyle belirlenirdi ve Ramses de bu sistemin bir parcasi olarak tahta gecti. Ancak tahti elde ettikten sonra gucunu pekistirmek icin buyuk fetihler yapmis ve ulkesinin sinirlarini guvence altina almistir.

Babasinin Olumu

I. Seti’nin olumuyle ilgili kesin bilgiler bulunmamaktadir. Antik Misir’da firavunlarin olumleri genellikle tanrisal bir donusum olarak kabul edildiginden, olum nedenleri hakkinda resmi kayitlara detayli tibbi aciklamalar eklenmezdi. Ancak, mevcut tarihi ve arkeolojik verilerden yola cikarak I. Seti’nin dogal sebeplerle oldugu dusunulmektedir.
Mumyasinin incelenmesi, onun ileri yasta oldugunu ve sagliginin olumunden once kotulesmis olabilecegini gostermektedir. Bazi arastirmalar, Seti’nin arterit (eklem iltihabi) ve ciddi dis rahatsizliklari cektigine isaret ediyor. Ayrica, kalp hastaligi gibi yasliliga bagli saglik sorunlarindan olmus olabilecegi de one surulmektedir. Bazi teoriler, ani bir hastalik ya da enfeksiyonun olumune yol acmis olabilecegini ileri surse de, kesin bir kanit yoktur.
Seti’nin ani bir suikast ya da zorla tahttan indirilme gibi olaylarla oldugune dair hicbir kanit bulunmamaktadir. Onun olumu, oglu Ramses II’nin dogal bir miras sureciyle tahta gecmesini saglamistir. Bu durum da Seti’nin olumunun buyuk bir kriz ya da ic catismaya yol acmadigini gostermektedir.

Ramses’in yasadigi donem, Gec Tunc Cagi’na denk geliyordu. Bu cag, buyuk imparatorluklarin yukseliste oldugu, uluslararasi iliskilerin arttigi ve savaslarin sIk yasandigi bir donemdi. Misir, Hatti Imparatorlugu, Asur ve Mitanni gibi buyuk gucler bolgeye hakimdi. Bu donemde ozellikle Hititlerle yapilan savaslar, Misir icin onemli bir meseleydi. Ramses II, Kades Savasi’nda Hititler ile buyuk bir mucadeleye girdi ve bu savas, tarihin bilinen en eski yazili antlasmalarindan biri olan Kades Antlasmasi ile sonuclandi. Bu anlasma, Hititler ve Misirlilar arasinda diplomatik bir uzlasma sagladi ve uzun sureli bir baris ortami yaratti.

Tunc Cagi

Tunc Cagi’ni ortaya cikaran en onemli olay, insanlarin bakir ve kalay elementlerini birlestirerek tunc alasimini kesfetmesiydi. Tunc, saf bakira gore daha sert ve dayanikli oldugundan, bu yeni metal silah yapiminda, tarim aletlerinde ve insaat malzemelerinde devrim yaratti. Maden eritme ve dokum tekniklerinin gelismesi, topluluklarin daha etkili araclar uretmesini sagladi ve bu da tarimsal uretkenligi artirarak daha buyuk nufuslari destekleyebilecek devletlerin olusumunu hizlandirdi.

Tunc Cagi’nin baslamasinda ticaretin gelisimi de kritik bir rol oynadi. Kalay, dogada nadir bulunan bir metal oldugu icin, genis ticaret aglarinin kurulmasini gerektiriyordu. Mezopotamya, Misir, Anadolu ve Indus Vadisi gibi buyuk uygarliklar, madenleri elde etmek ve islemek icin birbirleriyle ticaret yapti. Bu donemde deniz ve kara ticaret yollari gelisti, buyuk sehir devletleri ve imparatorluklar ortaya cikti.

Tarimin ilerlemesi ve sulama sistemlerinin gelistirilmesi, Tunc Cagi’nda nufus artisini tesvik etti. Buyuk nehir vadilerinde, ozellikle Nil, Dicle-Firat, Indus ve Sari Nehir bolgelerinde tarimsal uretim artti. Artan nufusla birlikte karmasIk toplumlar ortaya cikti ve merkezilesmis devlet yapilari olustu. Krallar, rahipler ve burokratlardan olusan yonetici siniflar ortaya cikarken, yazi sistemleri gelisti. Mezopotamya’da civi yazisi, Misir’da hiyeroglifler, Cin’de ise erken yazi sistemleri bu donemde ortaya cikti.

Tunc silahlarin yayginlasmasi, askeri gucun onemini artirdi ve devletler arasi savaslari daha yikici hale getirdi. Buyuk ordular ve surlarla cevrili sehirler, Tunc Cagi’nda yayginlasti. Hititler, Misirlilar ve Asurlular gibi buyuk gucler, askeri basarilari sayesinde genis imparatorluklar kurdu.

Din ve kultur, Tunc Cagi’nda buyuk bir degisim yasadi. Tapinaklar, tanrilara adanan anitsal yapilar ve karmasIk dini sistemler gelisti. Rahip sinifi onemli bir guc kazandi ve yoneticiler genellikle tanrisal yetkilerle donatilmis figurler olarak kabul edildi.

Tum bu gelismeler, Tunc Cagi’ni insanlik tarihindeki ilk buyuk uygarliklarin ortaya ciktigi ve guclendigi bir donem haline getirdi. Bu cag, yaklasIk M.O. 3300’de baslamis ve M.O. 1200’lerde buyuk bir cokus donemiyle sona ermistir.

Dini Yapi

Dini acidan bakildiginda, Ramses Misir’in geleneksel cok tanrili dinine bagliydi. Misir tanrilari arasinda ozellikle Amun-Ra’ya buyuk bir baglilik gosterdi ve kendisini tanrilarin yeryuzundeki temsilcisi olarak kabul ettirdi. Firavunlar, tanrisal bir statuye sahip olarak gorulurdu ve Ramses de bu gelenegi surdurerek kendisini ilahi bir figur olarak halka kabul ettirdi. Kendi adina bircok tapinak insa ettirdi ve Abusimbel Tapinagi gibi anitsal yapilarla tanrilarina olan bagliligini gosterdi. Ayrica, kendisini Misir halkina adeta bir tanri olarak sundu ve bu sayede halk uzerindeki otoritesini guclendirdi.

Abusimbel Tapinagi

Abu Simbel Tapinagi, Antik Misir’in en etkileyici yapilarindan biridir ve Firavun II. Ramses tarafindan M.O. 13. yuzyilda insa edilmistir. Nubiya bolgesinde, Nil Nehri’nin bati kiyisinda yer alir ve Ramses’in hem tanrilara olan bagliligini hem de siyasi gucunu gostermek amaciyla yapilmistir. Tapinak, devasa boyutlari ve benzersiz astronomik ozellikleriyle dikkat ceker.

Dev Heykeller ve Guc Gosterisi: Tapinagin girisinde, her biri yaklasIk 20 metre yuksekliginde dort devasa Ramses II heykeli bulunur. Bu heykeller, Ramses’i guclu ve ilahi bir figur olarak tasvir eder. Ilginc olan, heykellerden birinin zamanla parcalanmis olmasidir; bu, tapinagin tarih icinde dogal asinmaya maruz kaldigini gosterir.

• Astronomik Mucize – Gunesin Tapinaga Girisi: Abu Simbel, astronomik olarak inanilmaz bir hassasiyetle insa edilmistir. Yilda iki kez, 22 Subat ve 22 Ekim’de, gunes isinlari tapinagin en ic kismina ulasarak oradaki tanri heykellerini aydinlatir. Bu tarihlerden birinin Ramses’in tahta cikisiyla, digerinin ise dogum gunuyle baglantili oldugu dusunulmektedir. Ilginc bir sekilde, yer degistirme surecinden sonra bu isIk olayi iki gun kaymistir.

• Tapinagin Tasinmasi – Muhendislik Harikasi: 1960’larda Aswan Baraji’nin insasi nedeniyle Abu Simbel sular altinda kalma tehlikesiyle karsi karsiya kaldi. UNESCO onderliginde, tapinak 1964-1968 yillari arasinda tasindi. Devasa yapilar, bloklara ayrilarak 65 metre yukariya tasindi ve yeniden monte edildi. Bu surec, tarihteki en buyuk arkeolojik kurtarma operasyonlarindan biri olarak kabul edilir.

• Nefertari’ye Adanan Kucuk Tapinak: Ana tapinagin hemen yaninda, Ramses’in esi Kralice Nefertari icin yapilmis bir kucuk tapinak bulunur. Burada Nefertari, tanrica Hathor ile ozdeslestirilmistir. Ilginc bir detay, bu tapinakta yer alan heykellerin Ramses’in heykelleriyle ayni boyutta olmasidir; bu da firavunlarin genellikle eslerinden cok daha buyuk tasvir edildigi dusunuldugunde, Nefertari’ye verilen onemi gosterir.

• Duvar Resimleri ve Kades Savasi: Tapinagin ic duvarlarinda Ramses’in Hititler ile yaptigi Kades Savasi tasvir edilmistir. Bu savas sahneleri, Ramses’in dusmanlarini tek basina yendigi abartili bir sekilde betimlenmistir. Bu propaganda sanati, Ramses’in savas kahramani olarak taninmasini sagladi.

Abu Simbel Tapinagi, Antik Misir’in muhendislik, sanat ve dini inanislarinin essiz bir birlesimidir. Bugun hala ayakta duran bu gorkemli yapi, hem antik caglarin dehasini hem de modern zamanlarin muhendislik basarisini simgelemektedir.

Cok Tanrili Din

Cok tanrili din, insanlarin doga olaylarini, insan yasamini ve evreni aciklamak icin birden fazla tanriya inanip tapinmalarina dayanan bir inanc sistemidir. Antik caglarda dunyanin bircok bolgesinde yaygin olan bu inanc, ozellikle Mezopotamya, Misir, Yunanistan, Roma, Hindistan ve Amerika kitalarindaki medeniyetlerde guclu bir sekilde benimsenmistir.

Bu din anlayisinda her tanrinin belirli bir gorevi ve sorumluluk alani vardi. Ornegin, Antik Misir’da Amun-Ra gunesin ve yaratilisin tanrisi olarak gorulurken, Osiris olum ve yeralti dunyasinin hakimi kabul edilirdi. Yunan mitolojisinde Zeus gokyuzunun tanrisi, Poseidon denizlerin efendisi ve Hades yeralti dunyasinin yoneticisiydi. Hinduizm’de de Brahma yaratici, Vishnu koruyucu ve Shiva yok edici olarak onemli roller ustlenir.

Cok tanrili dinlerde tapinaklar, kutsal mekanlar ve ritueller buyuk bir yer tutardi. Insanlar, tanrilarinin destegini almak icin onlara adaklar sunar, kurbanlar keser ve tapinaklarda ozel ayinler duzenlerdi. Rahipler, bu dinlerin en onemli temsilcileri olarak tanrilarin isteklerini halka ileten aracilar olarak gorulurdu.

Bu inanc sisteminde mitoloji buyuk onem tasirdi. Tanrilarin insan benzeri ozelliklere sahip oldugu anlatilir, hikayeleri efsanelerle aktarilirdi. Tanrilar genellikle insanlar gibi sevgi, ofke, kiskanclik gibi duygulara sahip olarak tasvir edilirdi. Bu da insanlara, evreni ve yasamin anlamini aciklamak icin bir model sunuyordu.

Cok tanrili dinler, toplumlarin siyasi yapilariyla da ic iceydi. Firavunlar, imparatorlar ve krallar genellikle tanrilarin yeryuzundeki temsilcileri olarak gorulur ve tanrisal bir otorite ile yonetirlerdi. Ornegin, Antik Misir’da firavunlar tanri Horus’un yeryuzundeki tezahuru olarak kabul edilirdi. Roma Imparatorlugu’nda ise imparatorlarin tanrilastirilmasi yaygin bir uygulamaydi.

Zamanla bazi cok tanrili dinler yerini tek tanrili inanclara birakti. Ancak cok tanrili dinlerin etkileri gunumuzde hala mitoloji, sanat, edebiyat ve kulturel gelenekler araciligiyla yasamaya devam etmektedir.

Bilim ve Saglik

Bilim ve saglik alaninda, Ramses’in doneminde Misir oldukca gelismis bir uygarlikti. Tip bilgileri papiruslere kaydedilmis, hastaliklarin tedavisi icin bitkisel ilaclar kullanilmis ve cerrahi mudahaleler uygulanmistir. Misirlilar, ozellikle dis hekimligi konusunda ileri seviyedeydi ve Ramses’in mumyalanmis bedeninde dis rahatsizliklari oldugu tespit edilmistir. Astronomi, matematik ve muhendislik de oldukca ilerlemisti. Piramitler ve buyuk tapinaklar gibi anitsal yapilar, gelismis muhendislik bilgileri sayesinde insa edilmistir. Misir’da tarim buyuk onem tasiyor ve Nil Nehri’nin yillik taskinlarina dayali olarak tarimsal uretim duzenleniyordu.

Bitkisel ilaclar ve cerrahi mudahalelerin kesisimi, bu donemin saglik uygulamalarini tanimlayarak eski Misirlilarin sifaya nasil yaklastiklarina dair icgoruler sunuyordu. Genellikle bilim ve maneviyati harmanlayan tibbi teknikleri hem yenilikci hem de Antik Misir’in kulturel dokusunda derin koklere sahipti. Bu olaganustu doneme ozgu bitkisel ilaclari ve cerrahi mudahaleleri incelerken, insan yaraticiliginin ve uyum yeteneginin buyuleyici bir anlatisini ortaya cikariyoruz.

Eski Misir uygarliginda bitkisel ilaclar toplumsal sifa uygulamalarinda onemli bir yer tutuyordu. Ramses’in hukumdarligi, bitkilerin ozellikleri ve tedavi edici faydalari konusunda genis bir anlayisa sahipti. Toplumlarda genellikle hayati figurler olarak kabul edilen bitki uzmanlari, iyilestirici yetenekleriyle bilinen cesitli bitkileri titizlikle toplardi. Ornegin, solunum yolu rahatsizliklarini tedavi etmek icin kullanilan corduk otu uygulamasi ve gucu artirdigina ve enfeksiyonlari onledigine inanilan sarimsagin yaygin kullanimi, botanik konusunda sofistike bir anlayisa sahip olundugunu gosteriyordu.

Ayrica, mur ve buhur gibi bitkiler tibbi kullanim ve dini ayinlerde ikili bir rol oynamistir. Bu recineler sadece tedavi edici ozellikleriyle degil ayni zamanda mumyalamada da kullaniliyordu. Bu durum, fiziksel rahatsizliklarin ebedi bir obur dunya arayisiyla ic ice gectigi, sifanin ruhani yonune duyulan derin inanca isaret etmektedir. Dolayisiyla, Ramses’in donemi, sadece fiziksel iyilesmenin otesine gecen karmasIk bir dogal ilac anlayisini orneklemistir.
Bitkisel ilaclar eski Misir tibbinin ayrilmaz bir parcasi olsa da, cerrahi mudahaleler de onemli bir rol oynamistir. Ramses’in hukumdarligi sirasinda cerrahi uygulamalar cagdas standartlara gore onemli gelismeler gostermistir. Papirus uzerine yazilmis tibbi metinler, cerrahlarin kafa yaralanmalarini tedavi etmek icin kafatasinin bolumlerini ustalikla cikardiklari trepanasyon gibi cerrahi prosedurler hakkindaki bilgileri ortaya koymaktadir. Bu durum, anatomi ve insan vucudunun isleyisine dair etkileyici bir kavrayisa isaret etmektedir.

Dahasi, kanitlar eski Misirli cerrahlarin gunumuzun cerrahi aletlerine benzer temel araclara sahip oldugunu gostermektedir. Bronz ve diger malzemelerden yapilmis nesterler, forsepsler ve sondalarla hassas operasyonlarda olaganustu beceriler gostermislerdir. Bu yetkinlik, Antik Misir doneminde tipta mumkun olanin sinirlarini zorlayan, hem deneysel gozleme hem de pratik uygulamaya deger veren bir kulturu yansitmaktadir.

Pratik tiptan ruhani alana gecerken, Ramses’in hukumdarligi sirasinda sifa uygulamalarindaki rituellerin onemini kabul etmek onemlidir. Eski Misirlilar sagligin ilahi olanla yakindan baglantili olduguna inanirlardi. Hekimler sadece hastaliklari tedavi etmekle kalmaz, ayni zamanda tanrilari yatistirmayi amaclayan ritueller de gerceklestirirlerdi. Kutsal metinlerin hem tibbi prosedurleri hem de ilahi yardim icin dualari detaylandirdigi tapinaklar genellikle sifa merkezleri olarak iki amaca hizmet ediyordu.

Yonetim

Ramses’in yonetim sekli mutlak monarsiydi. Firavun, Misir’in hem siyasi hem de dini lideriydi ve tum yetkileri elinde tutuyordu. Krallik burokrasisi iyi organize edilmisti ve vezirler, yerel valiler ve ordu komutanlari tarafindan destekleniyordu. Ramses, buyuk bir orduya sahipti ve savasta basarili oldugu kadar ic yonetimde de guclu bir figurdu. Ulke icindeki huzuru saglamak icin tapinaklar, anitlar ve yollar insa ettirdi. Ekonomiyi guclendirmek icin ticareti tesvik etti ve uluslararasi iliskilerde diplomatik evlilikler yoluyla ittifaklar kurdu.

Ramses, kralligi uzerinde essiz bir guce sahip olarak mutlak monarsi ilkelerini somutlastirdi. Bununla birlikte, onun kapsamli yonetimini noktalayan bircok olay arasinda bir tanesi en onemli olarak one cikmaktadir: Kades Savasi.

Ramses Kimdir?
Kades Savasi

Kades Savasi, M.O. 1274 yilinda Misir Firavunu II. Ramses ile Hitit Krali Muvattalli II arasinda gerceklesen ve tarihin en bilinen savaslarindan biri olmustur. Ramses, savasta cesur ama riskli stratejiler kullanmis, ozellikle suvari birliklerine ve hiz faktorune dayali bir askeri taktik gelistirmistir.

Ramses, savasa cikmadan once ordusunu dort tumen halinde organize etti: Amun, Ra, Ptah ve Seth tumenleri. Ancak, istihbarat hatasi nedeniyle ordusunun Hitit ordusunun gercek konumundan habersiz oldugu ortaya cikti. Hititler, Kades yakinlarinda Misir ordusunu pusuya dusurmek icin ordularini surlarin arkasina gizlemisti. Misirli casuslar, Hititlerin cok uzakta oldugunu rapor etmis, bu da Ramses’in ordusunu fazla rahat hareket ettirmesine yol acmisti.

Hititler, buyuk ve guclu savas arabalarina guveniyordu. Savasin basinda Hitit savas arabalari, Misir’in Ra tumenine ani bir saldiri duzenleyerek ciddi kayiplara neden oldu. Ramses, bu saldiriya hazirliksiz yakalansa da, hizli karar alarak geri cekilmek yerine, kisisel komutasindaki Amun tumeniyle karsi saldiriya gecti.

Ramses’in en etkili taktiklerinden biri, savas arabalarinin ustun hareket kabiliyetini kullanarak Hititlerin ilerleyisini engellemesiydi. Misirli savas arabalari, Hitit arabalarindan daha hafif ve manevra kabiliyeti yuksek oldugundan, Hitit birliklerini dagitmayi basardi. Ayrica, Ramses’in kisisel cesareti de savasin seyrini degistirdi. Hititler ilk saldirilarinda ustunluk kursalar da, Ramses’in savas alanindaki varligi Misirli askerlerin moralini yukseltti ve savunma hattini guclendirdi.

Savasin donum noktasi, Misirli takviye kuvvetlerin (Ne’arin birlikleri) savas alanina ulasmasi oldu. Ramses, beklenmedik bir sekilde bu yeni birlikleri kullanarak Hititleri geri puskurttu. Misirlilar, Hitit savas arabalarini yok ederek dusmani Kades surlarinin arkasina cekilmeye zorladi. Ancak, Ramses’in nihai zafer kazanacak gucu yoktu ve Muvattalli de savasin uzamasinin tehlikeli olacagini dusundugunden geri cekilmeyi tercih etti.

Monarsi

Eski Misir’da mutlak monarsi kavrami, gucun firavunun elinde merkezilesmesiyle karakterize edilirdi. Ramses II, demir yumrukla yonetirken ayni zamanda yonetimine ilahi nitelikler atfederek bu modeli orneklemistir. Yeryuzunde yasayan tanri olarak Ramses, kararlarinin tanrilar tarafindan onaylandigini iddia ediyor ve boylece halk uzerindeki otoritesini mesrulastiriyordu. Bu inanc sistemi muhalefetin cesaretini kirarak Ramses’in isyan tehdidi olmadan kontrolu elinde tutmasini sagliyordu.

Ramses gucunu pekistirmek icin cesitli araclar kullanmistir. Ornegin, Abu Simbel’deki tapinak kompleksi gibi anitsal mimariler insa ederek hem zenginligini ve kudretini gostermis hem de kendisini tanrilar tarafindan tercih edilen ebedi bir hukumdar olarak gostermek icin propaganda islevi gormustur. Ramses bu anitsal projeler araciligiyla tebaasi arasinda sadakat uyandirmayi amacliyordu. Dahasi, orduyu yakindan kontrol ediyor, onu sadece fetih icin degil, ayni zamanda gucunu yansitmak ve ic cekismelere karsi konumunu guvence altina almak icin bir arac olarak kullaniyordu. Yonetim ve askeri gucun bu sekilde butunlesmesi Ramses’in mutlak monarsisinin etkinliginin temelini olusturuyordu.

Ramses’in yonetim yapisindan gecerken, MO 1274 civarinda gerceklesen Kades Savasi’nin onemini kabul etmek gerekir. Hitit Imparatorlugu’na karsi yapilan bu catisma, genellikle antik dunyanin en anitsal askeri carpismalarindan biri olarak anilir. Ramses, Misir kuvvetlerinin komutasini bizzat ustlenerek sadece siyasi bir lider olarak degil, ayni zamanda askeri bir stratejist olarak da rolunu gostermistir. Gunumuz Suriye’sinde Asi Nehri boyunca devam eden savasta Ramses, Hitit krali Muwatalli II ile karsi karsiya gelmis ve iki guclu imparatorlugun catismasina sahne olmustur.

Baris anlasmasi antik dunyadaki uluslararasi iliskilerin karmasIkligini gostermis ve rakip devletler arasinda bile isbirligine duyulan ihtiyaci vurgulamistir. Bu proaktif yaklasim Misir tarihinin yorungesini buyuk olcude degistirerek Ramses’in araliksiz savaslar yerine ic konsolidasyona ve anitsal yapi projelerine odaklanmasini sagladi. Bu tur kararlar onun bilge ve adil bir hukumdar olarak ununu pekistirdi ve mutlak monarsi cercevesindeki mirasini saglamlastirdi.

Kades Savasi ve ardindan yapilan antlasma Ramses’in mirasini derinden etkilemistir. Tapinak duvarlarindaki yazitlar ve anitsal heykeller araciligiyla yayilan Ramses tasvirleri sIklikla onun savas sirasindaki cesaretini vurgulamistir. Sanatcilar ve yazarlar onu Misir’i zorlu dusmanlara karsi savunan kahraman bir figur olarak tasvir ederek tarihin en buyuk firavunlarindan biri olarak statusunu daha da saglamlastirdilar. Dahasi, savasi cevreleyen olaylar Ramses’in, halkini korumaya kendini adamis bir firavun olan eski Misir’in mukemmel bir lideri olarak idealize edilmesine katkida bulunmustur.

Bu sekilde, Buyuk Ramses sadece doneminin jeopolitik manzarasini yeniden sekillendirmekle kalmamis, ayni zamanda eski Misir’in kulturu ve kimligi uzerinde silinmez bir iz birakmistir. Onun hukumdarligi sirasinda olusturulan anlatilar, gelecek nesillerin yoneticilerini nasil algiladiklarini etkileyecek, cesaret, diplomasi ve ilahi hak erdemlerini benimseyecekti. Ramses’in biraktigi mimari basarilar ve sanatsal kayitlar, onun etkileyici hukumdarligina ve simgeledigi mutlak monarsiye taniklik etmektedir. Boylece Ramses, basarilari ve yonetim tarziyla eski Misir’da kalici monarsIk gucun temelini saglamlastirmistir.

Ramses II, olumunden sonra da unutulmaz bir figur olarak kaldi. Onun donemi, Misir tarihinin en parlak donemlerinden biri olarak gorulur. Insa ettirdigi yapilar, biraktigi yazitlar ve askeri basarilari, onu tarihin en buyuk hukumdarlarindan biri yapmistir. Bugun bile, Ramses’in izleri Misir’da ve dunya tarihinin sayfalarinda yasamaya devam etmektedir.


Alinti ~











 
Alıntı ile Cevapla

Bunları da incelemek ister misiniz?
Konu Başlığı Konu Bölümü Son Yorum Yapan Yorum Sayısı Görüntülenme Sayısı Konu Tarihi
Kalkaneus Kirigi Tedavisi Nedir? Sağlık Köşesi Ada 1 9 10 Haziran 2025 11:54
Agar Agar Veya Kanten Nedir, Nasil Elde Edilir,... Merak Ettikleriniz Ada 1 10 10 Haziran 2025 11:52
Malign Epitelyal Tumor Nedir? Sağlık Köşesi Ada 1 11 10 Haziran 2025 11:50
BeiDou Uydu Navigasyon Sistemi (BDS) Nasil Bir... Merak Ettikleriniz Ada 1 14 10 Haziran 2025 11:48
Sigiller Icin Cay Agaci Yagi Kullanimi Erkekler & Kadınlar AteŞ 2 20 03 Haziran 2025 12:06



Cevapla
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler Arama
Stil



Tasarım : AteŞ
FB Bilgilendirme
Powered by vBulletin ® Version 3.8.6
Copyright © 2000 - 2024 Jelsoft Enterprises Ltd.

Forumda Düzenli Olarak Virüs Taraması Yapılmaktadır
Son Güncelleme : 24.05.2025 AteŞ
    5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu geregince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi yada kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.
Yukarı Git